467: Tavşan Doğuran Kadın!

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com
By -
8
#BirYaşımaDahaGirdim etti 467!

"Tavşan doğuran kadın mı olur?" dediğinizi duyar gibiyim; neden olmasın erkekler doğuracak değil ya tavşanı! Şaka bir yana bundan 300 yıl önce İngiltere Surrey'de bir kadın Kral George I'i bile kandırmış tavşan doğurduğuna. Hem de bir tane tavşan değil; düzinelerce tavşan doğurduğuna herkes inanmış.



Tavşan doğuran kadının adı Mary Toft. Mary Toft hâlihazırda 3 çocuğu varken tekrar hamile kalıyor ancak düşük yapıyor. Hamilelik demek onun yaşantısında biraz daha kolaylık demek. Sonuçta bir maraba; o yüzden de düşükten bahsetmiyor ancak vakti geldiğinde komşusu Ann Gill ve kayınvalidesi Ann Toft ile bir doğum gerçekleştiriyor. Doğumda bir bebek yerine kediye benzeyen ölmüş bir hayvan geliyor. Hemen Kadın Doğum Uzmanı John Howard çağrılıyor. 

Howard kadını gözlem altına alıyor ve bir aylık süreçte kadın kedi bacakları, tavşan kafası gibi hayvan parçaları da doğuruyor. Bir günde 9 ölü tavşan doğurduğu da oluyor. Howard, kadının tavşan doğurduğuna inanıyor ve Londra'daki üst düzey doktorlara ve kralın sekretaryasına da haber gönderiyor. Bu sırada zaten gazeteler kadından bahsetmeye başlıyor; ressamlar gelip kadını çiziyor ve ünü tüm ülkeye yayılıyor.



Kral George I, hemen kendi doktorlarından birisi olan Nathaniel St. Andre'yi gönderiyor Surrey'e. Bu doktor da Howard gibi ikna oluyor ve Mary Toft'un rahminden çıkarken kedi bacaklarını dahi gördüğünü söylüyor. Rahimden çıkan bu parçaları da test edilmesi için Londra'ya gönderiyor. St. Andre isminin tıp tarihine altın harflerle yazılacağını da umarak bu konuda 40 sayfalık bir kitap da yazıyor ve adını "A Short Narrative of an Extraordinary Delivery of Rabbets" koyuyor.


Mary Toft neden böyle bir yalan işe bulaştı, ne amaçlıyordu bilinmez ancak yazımın başında da söylediğim gibi istediği biraz daha rahat yaşam, ilgi çekmek vs olabilirdi. Düşük doğum sonrası depresyon da olabilir diyor uzmanlar. Mary Toft'un bu yalanına en iyi kılıfı da St. Andre dikiyor ve bu yaşanılanları "Maternal Impression" teorisine dayandırıyor. Bu teoriye göre bebek, hamile annesinin isteklerinden, davranışlarından, yediklerinden etkileniyor. Bizde de vardır bu teori, öyle değil mi? Çilek yersin mesela ve çilekli elinle kaşıdığın yerde bebeğinin aynı noktasında kızarıklık olur derler. Bu teori kapsamında Mary Toft'a soruyorlar o da hamileyken iki tavşan görüp yakalamaya çalıştığını ancak yakalayamadığını ve çok fena bir şekilde de tavşan eti aşerdiğini söylüyor. O kadar çok tavşan eti istemiş ki içinden tavşanlar dökülmüş!

Rahimden çıkan hayvan parçalarının incelenmesinden sonra kral, St. Andre'nin yanına Alman Cyriacus Ahlers adında başka bir uzman doktoru gönderiyor. Ahlers fark ediyor ki Mary Toft'un karnından çıkan tavşanların iç organlarında Mary Toft'un yemeklerinde bulunmayan mısır ve saman parçaları var. St. Andre ise bunu kabul etmiyor ve Mary Toft'un psikologlardan oluşan başka bir ekip tarafından incelenmesi için Londra'ya götürüyor.



Memleketi Surrey'de şakır şakır tavşan doğuran kadın burada tıkanıyor. Birkaç gün kadını izleme altına alıyorlar ancak tavşan gelmiyor. Bir gün bir adamı, kadının bulunduğu odaya tavşan sokarken yakalıyorlar. Mary Toft'un yalanı Londra'ya geldikten bir hafta sonra bitmiş oluyor böylece. Meğer kadın tavşanları öldürüp eliyle rahmine yerleştiriyormuş ve sonra da onları doğurduğu yalanını uyduruyormuş. Vay anasını sayın seyirciler! Bir yaşıma daha girdim!

Olayın büyük bir aldatmaca olduğu öğrenilince, Mary Toft, kayınvalidesi ve Howard cezalandırılıp hapise atılıyor. Birkaç ay hapis cezasından sonra salıveriliyorlar. St. Andre, Kral'ın gözünden düşerken Ahlers değerleniyor. 

Var mı sizin de duyduğunuz, bildiğiniz böyle kandırmacalar? Varsa paylaşın da hep beraber yaşlanalım!

Yorum Gönder

8Yorumlar


Yorumlarınızla yazıma katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim.

Forum'a da beklerim...

  1. Yazı başlıgını gördüügm zaman aklımdan geçenleri siz " "Tavşan doğuran kadın mı olur?" dediğinizi duyar gibiyim" yazmışsınız ama güzeldi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü ben de ilk okumaya başladığımda aynısını geçirmiştim içimden.

      Sil
  2. Evet, değişikmiş, ilk kez duydum. kandırmaca deyince aklıma hemen ufo kandırmacaları geliyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. UFO olayları kandırmaca da olmayabiliyor ama...

      Sil
  3. İnternet ve medya olmamasına rağmen, insanlar ozamanlar bile bir şekilde ünlü olmaya çalışıyormuş demek ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şöhret hırsı her dönemde varmış ve olacaktır da...

      Sil
  4. Excellent blog that gives us many messages.
    Thank you for your comment.
    Warmest greetings.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. You are welcome. You can also check my blog in English:

      https://en.rehitu.com

      Sil
Yorum Gönder

#buttons=(Anlaşıldı, Tamam!) #days=(20)

Bu blogda çerezler kullanılmaktadır. Şimdi Kontrol Et!
Ok, Go it!