Bu ayki Çamlıca Çocuk Dergisi'nin "Meraklı Sincap" bölümünde "Gökkuşağında Neden 7 Renk Vardır?, Uzay Neden Karanlıktır?, Ay Neden Her Yıl Dünya'dan Uzaklaşır?" sorularının yanı sıra "Su Neden Klorlanır?" sorusu vardı. Orada bu soruyu kısaca cevaplamışlar ancak ben sizler için biraz daha uzun bir cevap oluşturdum:
Su, çeşitli mikroorganizmalar ve bakteriler barındırabilir. Bu mikroorganizmalar, insan sağlığı için zararlı olabilir ve kolera, tifo ve dizanteri gibi hastalıklara yol açabilirler.
Suyun dezenfekte edilmesi, bu zararlı mikroorganizmaları yok etmek ve suyun içilebilir hale gelmesini sağlamak için önemlidir. Klorlama, suyun dezenfekte edilmesi için kullanılan en yaygın ve etkili yöntemlerden biridir.
Klorlamanın faydaları:
- Etkili: Klor, geniş bir yelpazedeki mikroorganizmayı yok edebilen güçlü bir dezenfektandır.
- Ucuz: Klor, diğer dezenfektanlara kıyasla nispeten ucuzdur.
- Kolay uygulanabilir: Klor, suya kolayca eklenebilir ve dağıtılabilir.
- Kalıcı: Klor, suda uzun süre kalabilir ve bu da suyun uzun süre boyunca korunmasını sağlar.
Klorlamanın dezavantajları:
- Koku ve tat: Klor, suya klorlu bir koku ve tat verebilir.
- Sağlık riskleri: Klor, uzun vadede bazı sağlık riskleri ile ilişkilendirilmiştir.
- Çevresel etkiler: Klor, su kaynaklarına ve çevreye zarar verebilir.
Klorlamaya alternatifler:
- UV ışınlama: UV ışınlama, mikroorganizmaları yok etmek için ultraviyole ışınları kullanır.
- Ozon: Ozon, mikroorganizmaları yok etmek için ozon gazı kullanır.
- Gümüş iyonları: Gümüş iyonları, mikroorganizmaları yok etmek için gümüş iyonları kullanır.
Klorlama, suyun dezenfekte edilmesi için etkili bir yöntem olsa da, bazı dezavantajları da vardır. Bu nedenle, klorlamaya alternatif yöntemler de geliştirilmektedir. Hangi yöntemin kullanılacağına karar verirken, suyun kaynağı, suyun kullanımı ve maliyet gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.
Türkiye'de su klorlama:
Türkiye'de su klorlama, 1950'li yıllardan beri yaygın olarak kullanılmaktadır. Şebeke sularının büyük bir kısmı, zararlı mikroorganizmaları yok etmek ve suyun içilebilir hale gelmesini sağlamak için klorlanmaktadır.
Klorlama, Türkiye'de suyun güvenli bir şekilde tüketilmesini sağlamış ve kolera, tifo ve dizanteri gibi hastalıkların önlenmesine önemli katkıda bulunmuştur.
Ancak, klorlamanın bazı dezavantajları da olduğu için, klorlamaya alternatif yöntemler de araştırılmaktadır. Bu alternatif yöntemler arasında UV ışınlama, ozon ve gümüş iyonları gibi yöntemler yer almaktadır.
Ülkemizde sularımızın klorlanmasının 1950'lerde başladığını bilmiyordum. Benim aklımda kalan 60'lı yıllarda başladı sanıyordum. Bilgi ve paylaşım için teşekkür ediyorum size.
YanıtlaSilBenim bu konu hakkında net bilgim yoktu. Bu yazıyla ben de öğrenip yazmış oldum. :)
SilHavuz suyu ve içme suyu için klor şart tabii... Bu güzel bilgiler için teşekkürler.
YanıtlaSilYorumunuz için asıl ben teşekkür ederim.
SilBelki de sıkça merak edilen şeylerden biri.Bilgilendirici bir yazı olmuş teşekkürler.
YanıtlaSilYorumunuz için ben de teşekkür ederim.
Silİlginç bir bilgi, ancak klorlama yöntemi insan sağlığı açısından oldukça zararlı olabilir.. Sularımız ara ara sık sık kolarlanıyor ama sağlık açısından ileri dönemlerde (uzun vadede) bunun ciddi sonuçları olabilir gibi geliyor bana ama açıkçası insan, bunun "klorlu sudan kaynaklı" olduğunu, farkında bile olmayabilecektir herhalde..
YanıtlaSilKlorlamanın mutlaka kabul edilebilir bir düzeyi vardır. Artırıldığında dediğiniz gibi sağlık açısından zararlı olacaktır. İşin uzmanları daha iyi bilirler bunu diye düşünüyorum.
SilMerhaba Recep bey kardeşim.. Tekrar geldim, blogumdaki yorumlara artık cevap vermeyeceğim için, (çünkü yanlış anlaşılmalara neden olmaması için) kendi cevabımı sildim.. Silerken yanlışlıkla Turk bloggerinde yorumunu silmişim, yanlız sizin cevabınızda ortada kaldı.. Kusura bakmayın..
SilTakdir sizlerin kusurluk bir durum yok. Bilgi verdiğiniz için teşekkür ederim.
Sil