Bu Blogu Ne Yapmalı?

Uzun zamandır içimden bloga bir şeyler yazasım gelmiyor. Aslında hayatımda çok ciddi değişiklikler oldu onları bile yazmadım bloguma. Eskiden böyle miydi canım? Her şeyi yazardım bloga. Niye böyle oldu acaba?

Instagram kapandığı için bloga geldiğimi düşünenler için bir açıklama yapayım; yok öyle bir şey. Ben Instagram'ı da o kadar aktif kullanan biri değilim zaten. Şu aralar en yoğun kullandığım mecra sanırım LinkedIn'dir. İş arayışım vs. olduğundan da değil de oraların fenomeni de biziz diyelim. :) Zaten yeni iş değiştirdim. 01.07.2024 tarihinde Kocaeli merkezli Lefa Temsilcilik firmasının Bölge Satış Müdürü olarak tekrar sahalara döndüm. Sahi sizce aktif sahada satış yapmak mı daha iyi yoksa masa başı yoğunlukta bir satış sorumlusu olmak mı?

İyi ya en azından bloga çok da yabancılaşmamışım. Klavyenin başına geçince oradan oraya zıplayabiliyorum gene. Konudan konuya geçiyorum ve yazdığım başlıktan uzaklaşıyorum. Haydi bir soru daha gelsin o halde. Siz önce konuyu yazıp sonra mı başlığı atıyorsunuz; yoksa önce başlığı yazıp sonra mı konuya geçiyorsunuz?

Dün akşamki maçı izlediniz mi ya? Ne yaptı benim Karakartalım öyle? Parçaladı geçti aslancığı. Açıkçası kimse beklemiyordu böyle bir galibiyeti. Takımıma olan güvenim arttı. Tamam tek maça göre bakılmaması lâzım ama en azından bu takım, geçen senenin şampiyonunu darmadağın ettiğine göre şampiyonluğa da rahat oynar diyorsunuz. Ve geçen senenin şampiyon takımında neredeyse hiç farklı oyuncu yokken bizde teknik direktör zaten yeni, buna ilave olarak bir sürü yeni oyuncumuz var. Takım uyumu da iyi olmuş demek ki. 

Bu arada yeni golcümüz Ciro Immobile, biliyorsunuz ki İtalyan. Şimdi spikerler veya halk farklı farklı telaffuzlarda bulunuyor ancak doğrusu "ç" harfi ile ve "i" harfini de biraz uzatarak, yâni "Çiiro" şeklinde. "Siro", "Kiro" veya "Ciro" gibi telaffuzlar yanlış. Telaffuz konusunda aklınıza takılan bir şey olduğunda kullanabileceğiniz site Forvo'dur. Ben şimdi buraya Ciro Immobile'nin okunuşlarının linkini koyuyorum, başka kelimeleri sormak isterseniz oraya sorarsınız. Her dil var neredeyse. Ha sen neden girdin bu konuya derseniz; 14 sene önce İtalyan Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olan biri yazıyor bunları derim. :)

E ne diyorduk şimdi biz? Şimdi bu blogu ne yapmalı? Silmeli mi, kapatmalı mı yoksa kendi hâline mi bırakmalı? Bloglar bitti mi artık ne dersiniz? Ya bloglar bitti mi diyoruz ama şu Google'a da yazıklar olsun hani! İnsan elindeki bu Blogger gibi değerli ürünü niye çağa ayak uydurtmaz ki? Tumblr gibi bari olsa. Hem sosyal medya hem de blog tarafı olsa, telefondan da bir şeyler yapabilsek ne güzel olur. Şu Blogger başka bir firmanın elinde olsa daha da çok geliştirilmişti. Yıllardır majör bir değişiklik yok hâlâ Blogger'da. Önem vermiyor Google. Üvey evlat muâmelesi yapıyor. Neyse buna da şükür! Biliyorsunuz Google işine gelmeyen hizmeti de tak diye sonlandırıveriyor. Eskiden Google+ vardı bilirsiniz, kapattı geçti. Ne gerek vardı ki? Google Takvimler'de benim efektif kullandığım "Goals" kısmı vardı; onu da kaldırdı. Adamların gözü o kadar doymuş ki uğraşmıyorlar; kapatıp geçiyorlar. O yüzden çok canlarını sıkmayalım bunu da kapatıp geçerler. Yıllardır başka bir blog sağlayıcısı da çıkmadı. Bu tarz işlerle uğraşan yazılımcılar, programcılar herhalde bu alanda bir ışık görmüyorlar. Wordpress de niyeyse bana çok uzak duruyor yıllardır. Oranın mobil uygulaması var mı peki?

Yine aklımdan geçenleri hiç düşünmeden yazdığım karmakarışık bir yazı oldu. Buraya kadar kafanız karışmadan okuduysanız ne güzel. E o zaman bir yorumunuzu alayım da bloglara olan inancım kaybolmasın. :)