Hatırlarsanız blogda "Memleketin Kaçıncı Çivisi Çıktı Acaba?" başlıklı bir yazı yayımlamıştım 1,5 ay önce. İşte o yazının başlığından esinlenerek geçenlerde bir de şiir yazdım Bursa'da bir otel odasında, kısa sürede. Umarım beğenirsiniz. Sosyal medyada kaybolup gitmesin diye buraya da eklemek istedim.
Yeter artık dedi çocuk, yeter baba!
Biz nasıl bir çağda yaşıyoruz acaba?
Nasıl öldürebilir çocuğunu bir anne-baba?
Memleketin kaçıncı çivisi çıktı acaba?
NARİN bedenlere kıyıyor kötü amcalar,
Görevini tam yapamıyor polis amcalar,
Azgın suçluyu yakalıyorlar ama ne fayda?
Bir saate kalmıyor, çıkıyor karakoldan o hayta!
İki yaşındaki çocuğa nasıl kıydınız?
Allah vicdan dağıtırken siz nereye fıydınız?
Hiç mi yüce Yaradan'dan korkmadınız?
SILA bebeğe bunu nasıl yaptınız?
Uyuşturucu pençesinde heba oluyor gençlik,
İstİKBAL hayali desen yok, onu zaten geçtik;
Kafası kesilen kızlarımızı da mı görecektik?
Ama yok, her şeyi biz kendi kendimize ettik!
Yenidoğan bebeklerden ne istediniz şerefsizler?
Bu kadar mı alıştık her şeye, ya hu bizler?
Şu olaylar karşısında yer - gök bile titrer!
Adalet olmazsa işte böyle havlar; itler, köpekler!
Yenidoğana, bebeğe, çocuğa sakın ha dokunma!
Kadına el kalkmaz dedik bunu da unutma!
Sokaktaki canları sahipsiz de sanma!
Yüce Allah koymaz bunları yanına!
ReHiTu soruyor hem blogda hem burada,
Memleketin kaçıncı çivisi çıktı acaba?
Sanırsın ki memleket, freni patlamış bir araba,
Yokuş aşağı uçuyor, rezaletlerini saça saça...
Biz nasıl bir çağda yaşıyoruz acaba?
Nasıl öldürebilir çocuğunu bir anne-baba?
Memleketin kaçıncı çivisi çıktı acaba?
NARİN bedenlere kıyıyor kötü amcalar,
Görevini tam yapamıyor polis amcalar,
Azgın suçluyu yakalıyorlar ama ne fayda?
Bir saate kalmıyor, çıkıyor karakoldan o hayta!
İki yaşındaki çocuğa nasıl kıydınız?
Allah vicdan dağıtırken siz nereye fıydınız?
Hiç mi yüce Yaradan'dan korkmadınız?
SILA bebeğe bunu nasıl yaptınız?
Uyuşturucu pençesinde heba oluyor gençlik,
İstİKBAL hayali desen yok, onu zaten geçtik;
Kafası kesilen kızlarımızı da mı görecektik?
Ama yok, her şeyi biz kendi kendimize ettik!
Yenidoğan bebeklerden ne istediniz şerefsizler?
Bu kadar mı alıştık her şeye, ya hu bizler?
Şu olaylar karşısında yer - gök bile titrer!
Adalet olmazsa işte böyle havlar; itler, köpekler!
Yenidoğana, bebeğe, çocuğa sakın ha dokunma!
Kadına el kalkmaz dedik bunu da unutma!
Sokaktaki canları sahipsiz de sanma!
Yüce Allah koymaz bunları yanına!
ReHiTu soruyor hem blogda hem burada,
Memleketin kaçıncı çivisi çıktı acaba?
Sanırsın ki memleket, freni patlamış bir araba,
Yokuş aşağı uçuyor, rezaletlerini saça saça...
Oldu da şiiri okumak zor geldi, vaktiniz de yok. O hâlde yine demokraside çareler tükenmiyor ve ben aşağıya yine o otel odasında iken gecenin bir vakti seslendirerek oluşturduğum Instagram reels videosunu da aşağıda sizlerle paylaşıyorum:
Feryat ediyor çocuk, duyuyor musun? Sessiz çığlıklarını göğe savuruyor, Bu devrin insanı mı, canavarı mı olur? Göz göre göre vicdan mı kurur?
YanıtlaSilNasıl kıydınız ona, nasıl göz yumdunuz? Minicik bir yüreği ateşe koydunuz. "Adalet var" dedik, inandık hep, Ama nerede bu adalet, kim bilir?
Gençlerimiz kayıp, umutları kırık, Uyuşmuş bir dünya, hayalleri ılık. Neden bu çıkmazın içine sürüklendik? Kendi geleceğimizi bile unuttuk belki.
Yenidoğanın gülüşünü nasıl boğdunuz? Küçücük ellerine neden dokundunuz? O masum yüzlerde neydi derdiniz? Yüce yaratan var, hiç mi korkmadınız?
Kadına, çocuğa el kalkmaz demedik mi? Sokakta can, evde huzur istedik mi? Ama her geçen gün biraz daha yorulduk, Görmeyen gözlere mi artık bağırıyoruz?
Ey adalet, çık sokağa, göster yüzünü! Bu çürümüş düzenin at artık özünü. Çünkü, kaybettikçe insanlığımızı, Birer birer düşüyor memleketin çivisi..
Siz mi yazdınız? Tebrikler...
Sil