Neden mi bu kelimeyi ele aldım pek muhterem Dilim Dilim Türkçe okuyucusu? Çünkü 31 Ekim 2019 Perşembe gece 04:00'te İstanbul Kağıthane'de Kağıthane Belediyesi'nin yalan ve iftiralarla yıkıma başladığı bir ilim yuvasının adı Sâdâbâd! Sâdâbâd Talebe Yurdu artık Kağıthane'nin zemininde yok ancak yıkılan bir Sâdâbâd yerine dünyanın dört bir yanında yeni Sâdâbâdlar açılıyor elhamdülillâh!
Sâdâbâd'ın Osmanlıca yazılışı سعدآباد şeklindedir. Aslında iki ayrı kelime olan سعد ve آباد kelimelerinin birleşerek oluşturduğu "Mutluluk Alanı", "Saadet Mekanı" gibi bir anlam ihtiva ettiği kelimedir. سعد Arapça kökenli iken آباد ise Farsça kökenlidir. Tüm kelimenin Farsça'da "Yüz Bayındır Yer" anlamına geldiğini söyleyenler de var. Osmanlı İstanbul'unda Sâdâbâd olarak adlandırılan bölge Kağıthane Deresi kıyısında Haliç'e doğru uzanan düzlük mesire ve eğlence alanı imiş.
Evet yıkılan bu ilim irfan yuvası Cennet bahçelerinden bir bahçeydi, mutluluk yuvası idi. Hem dînî hem de fennî ilimleri okuyan üniversiteli gençler orada çok mutluydu ancak onların bu mutluluğu başkalarına battı ve o güzelim yurdu yıktılar. Yukarıda da dediğim gibi bu Saadet Mekanları, Türkiye ve dünyanın dört bir yanında zaten var ve yenileri de açılıyor.
"Abad" kelimesini de ayrıca ele almak isterim. Türkçemizde sonu "t" olarak okunduğu, yazıldığı da oluyor. "Abat" yazınca biraz daha tanıdık gelecek size. Bazı yer isimleri var ülkemizde sonu "abat" ile biten. Mesela Bursa'da Saitabat var ki bu da bence Sâdâbâd'ın farklı okunuşu olarak dilimize geçmiş. Akçaabat var, Eceabat var aklıma gelenler. Bu konuda Kubbealtı Lügati'nin açıklamalarını direkt eklemek istedim:
Sâdâbâdımızı yıkabilirsiniz ancak sadâkatimizi yıkamazsınız! Yorumlarınızı bekliyorum...
Sâdâbâd'ın Osmanlıca yazılışı سعدآباد şeklindedir. Aslında iki ayrı kelime olan سعد ve آباد kelimelerinin birleşerek oluşturduğu "Mutluluk Alanı", "Saadet Mekanı" gibi bir anlam ihtiva ettiği kelimedir. سعد Arapça kökenli iken آباد ise Farsça kökenlidir. Tüm kelimenin Farsça'da "Yüz Bayındır Yer" anlamına geldiğini söyleyenler de var. Osmanlı İstanbul'unda Sâdâbâd olarak adlandırılan bölge Kağıthane Deresi kıyısında Haliç'e doğru uzanan düzlük mesire ve eğlence alanı imiş.
Evet yıkılan bu ilim irfan yuvası Cennet bahçelerinden bir bahçeydi, mutluluk yuvası idi. Hem dînî hem de fennî ilimleri okuyan üniversiteli gençler orada çok mutluydu ancak onların bu mutluluğu başkalarına battı ve o güzelim yurdu yıktılar. Yukarıda da dediğim gibi bu Saadet Mekanları, Türkiye ve dünyanın dört bir yanında zaten var ve yenileri de açılıyor.
"Abad" kelimesini de ayrıca ele almak isterim. Türkçemizde sonu "t" olarak okunduğu, yazıldığı da oluyor. "Abat" yazınca biraz daha tanıdık gelecek size. Bazı yer isimleri var ülkemizde sonu "abat" ile biten. Mesela Bursa'da Saitabat var ki bu da bence Sâdâbâd'ın farklı okunuşu olarak dilimize geçmiş. Akçaabat var, Eceabat var aklıma gelenler. Bu konuda Kubbealtı Lügati'nin açıklamalarını direkt eklemek istedim:
Sâdâbâdımızı yıkabilirsiniz ancak sadâkatimizi yıkamazsınız! Yorumlarınızı bekliyorum...
Ben de az evvel Sadabad'ın ne demek olduğuna bakıyordum, sözlükten. Dünyada binlerce Sadabat'tan birini de Sivas/Akıncılar da yapacağız inşallah. Adı Sadabat olacak.
YanıtlaSilMaşallah maşallah. Endonezya'dan, Avusturya'dan, Senegal'dan, Fransa'dan ve Türkiye'nin çeşitli illerinden benzer haberler geliyor zaten.
SilBilgilendirme için teşekkür ederiz.
YanıtlaSilSadâbad'lar yıkılırsa zulmetâbadlar yerini alır. Dünyada hiçbir şey boş kalmaz.
Bir Sâdâbâd yıkılır bin Sâdâbâd yapılır...
SilAslında seadâbâd diye mi okunur? Mesela Seadet ismi vardır.
YanıtlaSilOsmanlıca yazılışı yukarıda var. Evet dediğiniz gibi aslında ilk "a"da bir ayın sesi çıkarmak gerekiyor.
SilKuranı kerımı yazaklıyanları sulayman efendı hazretını hapıslerde koyanlarlar ezanı turkce okutanlara dar agaclarını unutunuz
YanıtlaSilDomuz etini kasaplık et statüsüne koyanları,
SilKur'ân kurslarını yıkanları,
Mezhep sayısını artıranları,
Yapılan bu kadar hukuksuzluğu siz de unutmuşsunuz belli.
Allah bizlere, "Aklınızı kirâya vermeyin!" diyor.
YanıtlaSilAllah'ın ayetlerini ne güzel de kendinize göre yorumluyorsunuz maşallah. Gerçi (haşa) "Bakara Makara" diyenlere göstermediğiniz tepkilerden anlaşılıyor zaten sizlerin din anlayışı. Allah sizlere akıl fikir versin...
Sil
YanıtlaSil"Sadabad" kelimesinin birden fazla anlamı olabilir:
1. Tarihi Bir Yer:
İstanbul'da, Haliç'e akan Kağıthane Deresi'nin kenarında 18. yüzyılda inşa edilen saray, köşk, kasır ve bahçeler topluluğu.
Lale Devri'nde padişahlar ve saray halkı tarafından eğlence ve dinlenme yeri olarak kullanılırdı.
Günümüzde Sadabad Kasrı, Atatürk Arboretumu ve bazı köşkler halka açıktır.
2. Antlaşma:
8 Temmuz 1937'de Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında imzalanan bir antlaşma.
Bölgesel güvenliği ve işbirliğini amaçlayan antlaşma, Sadabad Paktı olarak da bilinir.
Antlaşma 1945'te sona ermiştir.
3. Soyadı:
Türkiye'de nadir rastlanan bir soyadı.
Hangi anlamın kastedildiği, cümlenin veya metnin bağlamına göre anlaşılır.
Ek Bilgiler:
"Sadabad" Arapça kökenli bir kelimedir ve "saadetli yer", "uğurlu yer" anlamına gelir.
İstanbul'daki Sadabad, adını bu kelimeden almıştır.
Sadabad Paktı, Türkiye'nin dış politikasında önemli bir yere sahiptir.
Umarım bu bilgiler yardımcı olmuştur.