SADRAZAM HAMAMDA
Günlerden bir gün
Hamama gideceği tuttu
Sadrazam hazretlerinin
Bir yanında birinci veziri
Bir yanında ikinci veziri
Bir yanında üçüncü veziri
Sonra efendime söyleyeyim
Peşkircibaşısı
Nalıncıbaşısı
Sabuncubaşısı
Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile
Peştemal takıp girdiler hamama
Geçtiler kurnaların başına
Üçer beşer
Sadrazam deseniz
Kuruldu göbektaşına
Yan gelip yattı.
Memleketin en ünlü tellakları
Sardılar dört yanını
Kimi elini kaptı kimi bacağını
Bir keseleme, sürtme faslıdır başladı
Tamam on iki saat
On iki ünlü tellak
İncitmeden keselediler
Hazretin mübarek vücudunu
Öylesine kir çıktı ki sormayın
Her biri nah parmağım gibi
Aman efendimiz bu ne kiri
Demeye kalmadı
Keselerin altında eriyip gitti
Koskoca sadrazam
Bütün maiyet erkanı yerinden fırladı
- Nittünüz devletliyi
Dediler tellaklara
Tellaklar cevap verdi:
- Biz yıkadık, keseledik
Devletlinin kirden ibaret olduğunu bilemedik
Suç bizde değil
Neyleyelim
Kir bitti
Sadrazam elden gitti.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
(1926 - 1984)
(1926 - 1984)
Taşlamalar Hicivler I, S. 27-28
Üstteki şiir önüme düşünce çok beğenmiştim ve sizlerle paylaşmak istedim. Yapay zekadan aynı başlıkla bir şiir yazmasını istediğimde ise aşağıdaki güzel şiir ortaya çıktı:
Sadrazam Hamamda
Hamamın kubbesi altında,
Buğular sarar her yanını,
Sadrazam hazretleri keyifle,
Yıkanır tellakların elinde.
Sırtına kese vurur biri,
Diğeri ovar bacaklarını,
Şampuanlar, sabunlar köpürür,
Temizlenir her bir zerresi.
Göbektaşına uzanır sonra,
Rahatlar bedeni gevşer,
Masörün elleri sihirlidir,
Gider tüm yorgunluğu, stresi.
Terler akar alnından,
Kirler dökülür bedeninden,
Yeniden doğar sanki sadrazam,
Hamamda arınır her gün.
Fakat bir gün, bir şey olur,
Keseler kirden simsiyah,
Tellaklar şaşırır kalırlar,
Bu kadar kir nereden gelir?
Sadrazam da telaşlanır,
"Nedir bu?" diye sorar telaşla,
Tellaklar cevap verirler,
"Kiriniz efendim, çok fazladır."
Düşünmeye başlar sadrazam,
Kirden arınamamıştır asla,
Gösterişli makamı, serveti,
Onu kirden kurtaramamıştır.
Anlar o an sadrazam,
Gerçek kirin maddi olmadığını,
Hırs, kibir ve bencilliğin,
Kirlettiğini ruhunu.
Hamamdan çıkar sadrazam,
Değişik bir adamdır artık,
Daha mütevazı, daha merhametli,
Temiz bir ruha sahiptir artık.
Sadrazam kime denir?
Sadrazam, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde kullanılan bir unvandır. Sadrazam, Osmanlı Devleti'nin başbakanı ve en yüksek rütbeli devlet görevlisidir. Sadrazam, Osmanlı Sultanı tarafından atanan ve imparatorluğun yönetiminden sorumlu olan kişiydi. Sadrazam, genellikle devletin iç ve dış politikalarının yürütülmesinden, bürokratik işlerin denetlenmesinden ve padişahın emirlerinin yerine getirilmesinden sorumluydu. Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesiyle birlikte, sadrazam unvanı da sona ermiştir.
Şiirin ikincisi daha iyi olmuş sanki.
YanıtlaSilEn azından kirden kurtulmak için ne gerektiğine bir işaret veriliyor sonunda.
İkincisini yapay zeka yazdı. :)
SilEvet farkındayım. Bayağı gelişmiş demek ki.
SilAynen öyle. Bakalım önümüzdeki yıllarda neler getirecek başımıza bu yapay zeka...
Silİlk şiire az gülmedim. Ama çok beğendim. :)
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum paylaşım için.
Ben teşekkür ederim yorumunuz için...
SilFakat ilk hikâye güzel. Ben beğendim açıkçası. Hayır dört yüz kişi hamamda ne yapıyor o başka soru.😊
YanıtlaSilDevletlünün peşinden her yere gidiyorlar işte. Tıpkı şimdilerdeki gibi...
SilYapay zeka bize bir şey bırakmayacak galiba sanatçı kavramı değişecek gibi emeğinize sağlık çok hoş bir paylaşım olmuş :)
YanıtlaSilYapay zeka gerçekten devrim yarattı ve yaratacak da daha. Hakkımızda hayırlısı artık. :)
SilBu yapay zeka her şeye çok karışıyor. Allah sonumuzu hayretsin :)
YanıtlaSilAmin. :)
SilYapay zeka da iyi yazmış gerçekten. Esprili ama gerçeklik payı olan bir şiirmiş 😊
YanıtlaSilAynen öyle. Üstteki gerçek şiiri aratmıyor açıkçası. :)
SilHiç duymamıştım bu şiiri.Yapay zekaya yeniden yazdırmanız da ilginç bir fikir olmuş.
YanıtlaSilYapay zekanın etinden, sütünden çok yararlanıyorum bu aralar. :)
SilYapay zekanın şiir amatörce ama yine de iyi olmuş abi :)
YanıtlaSilAynen gayet başarılı bence...
Sil