15 - 16 yıl önce kaleme aldığım yazılarımı Archive.org sâyesinde bulup tekrar yayımlıyorum...
Etimolojideki Temel Fikirler
* Sözcüklerin ezici çoğunluğu A) bir dilde varolan köklerden o dilin geçerli morfoloji (yapıbilim) kurallarına göre türetilir, VEYA B) o dilin kültürel temas içinde olduğu başka bir dilden ödünç alınır.
* Bu iki genel kategori dışında, C) kendine özgü ayrı bir morfolojik sisteme tabi olan yansıma sesler (onomatopeler), D) tüm dillerde ortak bir yapı sergileyen bebek sözcükleri (infantilism, Lallwort), E) ünlemler, F) cins adı veya sıfat veya fiil olarak kullanılan özel adlar ve ticari markalar mevcuttur. 20. yüzyılda G) yazılı biçimlerden genel dile geçen kısaltmalar ve akronimler de ayrı bir sözcük grubu olarak ortaya çıkmıştır.
* Her dilin ses sistemi (fonoloji) zaman içinde değişime uğrar. Buna paralel olarak sözcüklerin telaffuzu ve bazen yazımı değişir.
* Yazım daima telaffuzdan daha muhafazakârdır; yani telaffuz yazımdan daha hızlı değişir.
* Ses değişimleri genel ve istisnasızdır, yani aynı anda bir dildeki tüm sözcükleri aynı şekilde etkiler. Ses değişimi, sesin sözcüğün başında, ortasında veya sonunda, vurgulu veya vurgusuz hecede bulunmasına, ve bitişik seslerin niteliğine bağlı olarak farklılık gösterebilir.
* Ses değişimi genellikle bir kuşak, yani ortalama otuz yıl içinde gerçekleşir.
* Bir dilden diğer dile aktarılan sözcükler, ses değişimine uğrayarak alıcı dilin fonetik sistemine uyarlanırlar. Ses değişim kuralları genel ve istisnasızdır, ancak dilden dile değişir ve zaman içinde değişikliğe uğrar. Belli bir tarihi dönemde belli bir dilden diğerine aktarılan tüm kelimeler aynı ses değişim kurallarına uyar.
* Fonetik bozunumlar (assimilasyon, dissimilasyon, metatez, jeminasyon vd.), insan hançeresinin yapısından kaynaklanır ve belli ses çiftlerini içeren sözcükleri etkiler. Bozunum biçimleri evrenseldir; yani tüm dillerde benzer biçimlerde ve oranlarda ortaya çıkar.
* Genel ve kanıtlanmış ses değişim kurallarına göre açıklanamayan biçim değişimleri etimolojik açıdan geçersizdir, ya da en azından şüphe ile karşılanmalıdır.
* İki dil arasındaki temas belirli bir kültürel ortamda gerçekleşir. Belli bir tarihi dönemde, bir dil diğerinden belli sosyal ve kültürel niteliklere sahip kelimeleri alır.
* Alıntı genel kural olarak yüksek prestije sahip dilden düşük prestijli dile doğru gerçekleşir. Düşük prestijli dilden yüksek prestijli dile ancak argo ve avam sözcükler, veya ender olarak, düşük prestijli dili konuşan topluma ait töre, nesne ve özellikleri ifade eden sözcükler alınır.
Bu yazımı beğendiniz mi? Eğer beğendiyseniz İngilizce olarak kaleme aldığım HodjaEffendi bloguna ve Forum'a da beklerim.
Yorumlarınızla yazıma katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim.
Forum'a da beklerim...