#BirYaşımaDahaGirdim etti 504!
Özde Müslümanların sayısının her geçen gün azaldığı sözde Müslüman bir memleket olan ülkemizde gecenin 4:00'ünde Kur'ân Kursu yıkımı için kapısına balyozla, koç başı ile dayanılıyor ama ana akım medya bunu sanki yıkanlar haklı imiş gibi sahte belgelerle duyuruyor. Her şeyi geçtim orası bir üniversite yurdu ama normal sıradan bir ev bile olsa gecenin 4:00'ünde yıkıma gidilmesi de ne demek? O kadar belediye işçisi, zabıtası, polisi yememiş içmemiş ve o saatte mesai için ayağa kalkmışlar. Amaçları ne? Din sevgisinin, bayrak sevgisinin, vatan sevgisinin öğretildiği bir müesseseyi yıkmak! Bu yıkım mesaisinden bir de ekstra maaş alacak değil mi şimdi bu adamlar? Yazıklar olsun!
Diğer bloglarımda da yazdım buraya da yazıyorum. Yazmadan rahatlayamıyorum çünkü. Bahsettiğim yıkım Kağıthane Belediyesi tarafından 31 Ekim 2019'da gerçekleştiriliyor. Kağıthane Belediyesi'nin yıkıma sebep olarak sunduğu tüm argümanlar belgelerle çürütüldü ancak hâlâ daha bazı menfaatperestler belediyenin gece yarısındaki yıkımını savunuyor. Yıkılan Sâdâbât Yurdu'nun yapı kayıt belgesi de deprem dayanıklılık raporu da güncel bir şekilde mevcut. Onlar 2017'deki raporlara istinaden yıkımı yapıyor ancak onlardan daha yakın tarihli; onların sahte raporunu çürüten belgeler var.
Bu ülkede iktidar olanlar borusunu öttürüyor ancak onların iktidarı 15 - 20 yıl ile sınırlı. Bilemediniz bir insan ömrü diyelim. Ancak bu hizmetler onlar yokken de vardı; onlar gidince de devam edecek. Zâlim zulmüne devam edecek ancak her şeyi bir bilen ve gören var. Hz. Allah semi' ve basardır.
"Helal olsun benden sonra rahlelerde kalanlara; yazıklar olsun o rahleleri kıranlara!" buyurmuştur Üstazımız Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.). Bu yıkım sizde "Yazıklar olsun!" etkisi yaratmadıysa vicdanınızı yoklayın bence. Bir yaşınıza daha girmelisiniz bu yıkımdan sonra!
Özde Müslümanların sayısının her geçen gün azaldığı sözde Müslüman bir memleket olan ülkemizde gecenin 4:00'ünde Kur'ân Kursu yıkımı için kapısına balyozla, koç başı ile dayanılıyor ama ana akım medya bunu sanki yıkanlar haklı imiş gibi sahte belgelerle duyuruyor. Her şeyi geçtim orası bir üniversite yurdu ama normal sıradan bir ev bile olsa gecenin 4:00'ünde yıkıma gidilmesi de ne demek? O kadar belediye işçisi, zabıtası, polisi yememiş içmemiş ve o saatte mesai için ayağa kalkmışlar. Amaçları ne? Din sevgisinin, bayrak sevgisinin, vatan sevgisinin öğretildiği bir müesseseyi yıkmak! Bu yıkım mesaisinden bir de ekstra maaş alacak değil mi şimdi bu adamlar? Yazıklar olsun!
Diğer bloglarımda da yazdım buraya da yazıyorum. Yazmadan rahatlayamıyorum çünkü. Bahsettiğim yıkım Kağıthane Belediyesi tarafından 31 Ekim 2019'da gerçekleştiriliyor. Kağıthane Belediyesi'nin yıkıma sebep olarak sunduğu tüm argümanlar belgelerle çürütüldü ancak hâlâ daha bazı menfaatperestler belediyenin gece yarısındaki yıkımını savunuyor. Yıkılan Sâdâbât Yurdu'nun yapı kayıt belgesi de deprem dayanıklılık raporu da güncel bir şekilde mevcut. Onlar 2017'deki raporlara istinaden yıkımı yapıyor ancak onlardan daha yakın tarihli; onların sahte raporunu çürüten belgeler var.
Bu ülkede iktidar olanlar borusunu öttürüyor ancak onların iktidarı 15 - 20 yıl ile sınırlı. Bilemediniz bir insan ömrü diyelim. Ancak bu hizmetler onlar yokken de vardı; onlar gidince de devam edecek. Zâlim zulmüne devam edecek ancak her şeyi bir bilen ve gören var. Hz. Allah semi' ve basardır.
"Helal olsun benden sonra rahlelerde kalanlara; yazıklar olsun o rahleleri kıranlara!" buyurmuştur Üstazımız Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.). Bu yıkım sizde "Yazıklar olsun!" etkisi yaratmadıysa vicdanınızı yoklayın bence. Bir yaşınıza daha girmelisiniz bu yıkımdan sonra!
Yorumlarınızla yazıma katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim.
Forum'a da beklerim...